Web sayfamız üzerinden gönderdiğiniz soruların cevaplarını bu bölümde bulabilirsiniz. Soru sormak için İletişim sayfasındaki formu kullanabilirsiniz.
Çankaya Caddesi Vidinli Apt. 17/3 ANKARA
Randevu : 0312 448 0 222
Web sayfamız üzerinden gönderdiğiniz soruların cevaplarını bu bölümde bulabilirsiniz. Soru sormak için İletişim sayfasındaki formu kullanabilirsiniz.
Varikosel de ağrı yoksa ve takiplerde varikoseli olan sol testis boyutu sağa taraftaki normal testis boyutuna göre küçük kalmıyorsa, acil ameliyata gerek yoktur.
Çocuk 6-12 ay aralar ile takip edilir.
Testis boyutu normal gittiği sürece takibe devam edilir.
17 ya da 18 yaşa geldikten sonra takibe meni sayımı da eklenir.
Meni sayımı normal olduğu sürece de hasta takip de kalabilir.
Doğumsal olarak saptanan penis eğriliklerinde, çocuk henüz sünnet olmadıysa, eğrilik cerrahi olarak düzeltilirken sünnet de birlikte yapılabileceği için tercih ettiğimiz uygulama sünnet aşamasında eğriliğin düzeltilmesidir.
Ancak, sünnet olduktan sonra eğrilik olduğu fark edilen durumlarda, ergenlik sonrasını beklemek ve penisin erişkin boyuta ulaşmasına görüp ona göre cerrahi planlamak bir alternatif olabilir.
Hidrosel ya da halk arasındaki adıyla su fıtığı genellikle bir yaşına kadar kendiliğinden düzelebilir.
Bu yüzden takiplerde hidrosel büyümedikçe veya kasık fıtığına dönmedikçe, 1 yaşına kadar beklemek gerekir.
Ancak, 1 yaşından sonra devam eden hidrosellerde kendiliğinden düzelme şansı ortadan kalktığı için cerrahi müdahale gerekli olacaktır.
Kız çocuklarındaki vajinal akıntıların en önemli nedeni; hatalı tuvalette oturma pozisyonu veya aceleci tuvalet alışkanlığına bağlı olarak idrar yaptıktan sonra vajinal bölgenin bir miktar idrarla ıslak kalmasıdır.
Uygun tuvalette oturma pozisyonunun öğrenilmesi, düzenli aralarla çiş yapılması ve çiş bittikten sonra kalkmak için acele edilmemesi çoğunlukla sorunu çözecektir.
İdrar yolu enfeksiyonlarında ateş olmadığı sürece, enfeksiyon mesanede sınırlı kalmış, böbreğe ulaşmamış anlamına gelir ki bu durumda ultrasonda da farklı bir bulgu olmadığı sürece, sondalı film ile böbrek reflüsü araştırılmasına gerek yoktur.
Günümüzde hipospadias ameliyatı için önerilen en ideal dönem 6-12 ay arasıdır.
Bu dönemde bebekler henüz çok hareketli değildir ve bezli oldukları için de ameliyat sonrası bakımları çok daha kolay olur.
Bu görülen parçalar, genellikle, halk arasında kum olarak da bilinen, idrardaki bir takım kristallerdir.
Telaşlanılacak bir durum değildir. Ancak böbrekler ve idrar yollarında taş olma ihtimali nedeni ile ultrason incelemesi ve bazı kan ve idrar testlerin yapılması gerekebilir.
Hamilelik döneminde bebeklerde saptanan böbrek genişlemeleri, annede su azalması gibi bir soruna yol açmadığı sürece, erken doğum ve doğum öncesi müdahale gerekmeyecektir.
Eğer çocuğun pipi boyu normal ama içeriye gömülü haldeyse bu durum ergenlikten sonra büyük olasılıkla kendiliğinden düzelecek ve ileride kalıcı bir soruna yol açmayacaktır.
Ancak gömüklük çocukta psikolojik sorunlara yol açıyorsa, sünnet derisi enfeksiyonları oluyorsa, veya çiş yaparken pipiyi tutmakta zorlanıyorsa cerrahi müdahaleyle düzeltilmesi gerekebilir.
Sünnet sonrası pipide şişlik, kızarıklık, morluk ve kabuklanma olması çok beklenen bir durumdur. Tamamen normale görünüme dönüş en az 2 haftayı bulmaktadır.
Utangaç testislerin çoğu için ameliyata gerek yoktur.
Doktor muayenesinde testis rahatlıkla torbalara kadar indirilebiliyorsa genellikle 6 aylık veya yıllık kontrollerle takip yeterli olur.
Sanılanın aksine, gece yatak ıslatma çok büyük olasılıkla psikolojik nedenlere bağlı değildir. Ancak 5-6 yaşından sonra devam eden yatak ıslatma problemi tedavi edilmezse, çocukta özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.
Bunlar genellikle enfeksiyona bağlı olmayan smegma adını verdiğimiz ölü deri birikintileridir. Temizlenmesine gerek yoktur. Sünnet sırasında ya da çocuk büyüdükçe kendiliğinden ortadan kalkar.
Sünnet derisinin zorla geriye doğru sıyrılmaya çalışılması kesinlikle önermediğimiz bir uygulamadır.
Faydadan çok zarara yol açar.
Şişme, kanama, ciddi enfeksiyonlar ve yapışıklıklara yol açabilir.
Bebeklerde, özellikle poşet yapıştırılarak alınan idrar kültürülerindeki üremeler her zaman enfeksiyon olduğu anlamına gelmez.
Bebeğin şikayeti yoksa ve idrar tahlili de temizse kültürdeki sonuç kontaminasyon dediğimiz dışarıdan bulaşmaya bağlı olabilir.
Türkiye’de bebek ve çocuklarda böbrek ve idrar yolları taş hastalığı oldukça sık görülmektedir.
Taşı olan çocuklarda ilk hedef çocuğun taştan kurtulmasıdır.
Büyüklüğü 5mm ve altında olan taşlar genellikle kendiliğinden düşebilmektedir.
Taş büyüklüğü 5-15 mm arasında olan durumlarda ise ilk tedavi seçeneği, vücut dışından ses dalgaları ile taşın kırılmasıdır. Bu yönteme ESWL denmektedir. Ancak çocuklarda taş kırma uygulaması hafif anestezi gerektirmektedir.
İdrar kanalına düşen ya da böbrek içindeki daha büyük taşlar için fleksible üretersokopi (kapalı ameliyat) ya da böbreğe bir delikten girmek sureti ile yapılan perkütan nefrolitotripsi ameliyatları gerekli olabilmektedir.
Diğer taraftan, taş hastalığı tekrar eden bir özellik gösterdiği için, çocuğun metabolik açından değerlendirilmesi ve kırılan ya da düşen taş parçalarının da kimyasal olarak incelenmesi ve taşın cinsinin ortaya konması son derece önemlidir.
Kum dökme problemi ya da böbrek taş olan çocuklarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta su ve sıvı alımının arttırmasıdır.
Aşrı tuz ve tuzlu gıda tüketilmemesi de, böbreklerden kalsiyum, yani kum atılımını arttırabileceği için, mutlaka dikkat edilmesi gereken bir diğer noktadır.
Taşların büyük kısmı, idrardaki Kalsiyum ve Okzalat adı verilen 2 maddenin birleşmesinden meydana geldiği için, Okzalat içeren gıdaların çok tüketilmemesine çok dikkat etmek gerekir.
Okzalattan zengin gıdalar, zaten çoğunlukla, abur cubur diyebileceğimiz yiyecek ve içeceklerdir. Bunlar; Çikolata, gofret ve kakaolu yiyecekler, cipsler, çay-kahve ve kola türü asitli içeceklerdir. Ayrıca, ıspanak ve çilek de bol miktarda okzalat içeren gıdalardır. Fazla yenilen portakal ve mandalina da, vücutta okzalata çevrileceği için, bu gıdaları tam kesmeden ama kararında yemekte fayda vardır (Yani her sabah portakal suyu içmek, biraz fazla olabilir)
Süt ve süt ürünleri, çocuğun büyümesi için çok önemli olduğu için, mecbur kalınmadıkça kesilmeleri önerilmez. Ancak çok fazla tüketmemeye de özen göstermek gerekir.
Limonata, taş için koruyucu bir içecektir ve bir miktar şeker ile tatlandırılmış ev yapımı limonata, taşı olan çocuklarda önerilmektedir.
Kabızlık, barsak hareketlerini yavaşlatıp, gıdaların haddinden fazla bir şekilde emilimini arttırdığı için, kum döken ya da taşı olan çocuklarda, kabızlığa dikkat etmek de son derece önemlidir.
Bazı özel taşların (sistin, ürik asit gibi) varlığında, doktorlar daha farklı diyetler de önerebilmektedir.
Diyet ile kum dökmenin azaltılamadığı durumlarda ya da çok sık tekrarlayan taşların olması halinde, ilaç tedavisine geçmek gerekli olabilir.
Utangaç Testis, retraktil adı verilen rahatsızlığın halk arasında bilinen adıdır. Retraktil (utangaç testis), testisin yukarıya çekilip ve aşağı inmesi durumudur.
Ergenlik döneminde kendiliğinden geçebilen bir durum olan retraktil testis için ameliyat gerekmez. Ciddi bir risk oluşturmaz.
Hidrosel, testisin etrafındaki kesede (tunika vajinalis) sıvı birikmesi anlamına gelir. Testisi karın içine birleştiren doğum öncesi kanalın açık kalması nedeni ile gelişir. İlk 18-24 ayda kendi kendine kapanabilir. Ancak boyut artımı varsa ya da kese içine barsaklar da giriyorsa (fıtık) cerrahi tedavi gerekir. Basit bir işlem olup hasta aynı gün taburcu edilir.
Halk arasında doğuştan sünnet ya da peygamber sünneti gibi adlarda da verilmektedir. Üretra denilen idrar kanalı penisin ucuna kadar gelişememiş, geride kalmıştır. Birlikte tam olmayan doğmalık sünnet ve peniste eğrilik (ventral kruvatur) bulunabilir. Hipospadias tedavisi için en uygun yaş aralığı 6 ay ile 1.5 yaş arasıdır. Genellikle 2 ya da 3 günlük bir hastanede yatış süresi söz konusudur (bazı olgularda 1 gün). Dört-yedi gün süre ile yeni yapılan idrar kanalı (üretra) içinde bir stent (bir çeşit tüp) tutulur.
Sünnet, 1-4 ay arasındaki bebeklerde, genel anesteziye gerek kalmaksızın, sadece lokal anestezi ile, rahatlıkla yapılabilmektedir.
Lokal anestezi ile yapılan sünnetin avantajları, bebeğin genel anestezi almaması, anestezi için aç kalmasına gerek kalmaması ve genel anestezi açısından öncesinde kan tahlili gibi girişimlere ihtiyaç duyulmamasıdır.
Ancak ister lokal ister genel anestezi ile olsun, ideal olan uygulama, tüm sünnetlerin ameliyathane şartlarında yapılmasıdır.
Bu şekilde hem enfeksiyon riski çok azalır, hem de kanama gibi istenmeyen problemler ile neredeyse hiç karşılaşılmaz.
Sünnet, 1-4 ay arasındaki bebeklerde, genel anesteziye gerek kalmaksızın, sadece lokal anestezi ile rahatlıkla yapılabilmektedir.
Günümüzde en doğru kabul edilen uygulama, bebek 1 aylık olduktan sonra lokal anestezi uygulayarak yapılan sünnet işlemidir.
Yeni doğan sünneti, 1-4 ay arasındaki bebeklerde, genel anesteziye gerek kalmaksızın, sadece lokal anestezi ile rahatlıkla yapılabilmektedir.
Lokal anestezi ile yapılan sünnetin avantajları, bebeğin genel anestezi almaması, anestezi için aç kalmasına gerek kalmaması ve genel anestezi açısından öncesinde kan tahlili gibi girişimlere ihtiyaç duyulmamasıdır.
Varikosel; testisin içinde bulunduğu ve skrotum adı verilen torbalardaki toplar damarların genişlemesi demektir. Erkeklerde kısırlık ve ağrıya yol açabilmesi nedeni ile önemlidir. Genel olarak görülme oranı ’dir. 10 yaşın altındaki çocuklarda nadiren görülen bu durum ergenliğe doğru giderek sıklaşır. Varikosel sıklıkla solda görülürken tek başına sağ tarafta görülmesi oldukça nadirdir.
Kabız olan çocuklarda, mesane ve kalın barsakların yakın komşuluk ilişkileri nedeni ile gündüz idrar şikayetleri (sıkışma, sıkışıp kaçırma), idrar yolu enfeksiyonları ve gece yatak ıslatma şikayetleri daha sık görülmektedir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen idrar yapma sorunları yaşayan çocuklarda, kabızlık olup olmadığı mutlaka araştırılmalı ve varsa hızla tedavi yoluna geçilmelidir.
Mikropenis‘de penis yapısal olarak normaldir, ancak uzunluğu yaşa göre normların 2.5 SD altındadır.Yenidoğanda penis uzunluğu tam gerildiğinde pubisten itibaren en az 1.9 cm olmalıdır.
Genellikle bir nedenle testesteron (erkeklik hormonu) yetersizlği ya da testesterona cevapsızlık söz konusudur.
Doğum sonrası ve ergenlik öncesi testesteron tedavisi ile en azından cinsel ilişkiye yetecek boyutlara ulaşmak mümkündür.
Gömük penis de ise penis boyu normaldir. Ancak göbek altı yağ dokusunu fazlalığı nedeni ile ya da sünnet hatalarına bağlı olarak penis deri altında gömük kalmıştır. Bu durum mikro penisten farklı olup uygun cerrahi girişimle tatminkar sonuçlar alınabilir. Gömük pipi tedavisi hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız.
Çocuk Ürolojisi, Üroloji ya da Çocuk Cerrahisi sonrası yapılan ayrı bir üst uzmanlık (ihtisas) alanı olup, hastaların bu konuda uzmanlaşmış hekimler (ÇOCUK ÜROLOGLARI) tarafından takip ve tedavi edilmeleri gerekir.
Hipospadias, idrarın penisin alt (ventral) yüzünden yapılması anlamına gelmektedir. Hipospadiasa halk arasında doğuştan sünnet ya da peygamber sünneti gibi adlarda da verilmektedir. Üretra denilen idrar kanalı penisin ucuna kadar gelişememiş, geride kalmıştır. Birlikte tam olmayan doğmalık sünnet ve peniste eğrilik (ventral kruvatur) bulunabilir. Hipospadias tedavisi için en uygun yaş aralığı 6 ay ile 1.5 yaş arasıdır. Genellikle 2 ya da 3 günlük bir hastanede yatış süresi söz konusudur (bazı olgularda 1 gün). Dört-yedi gün süre ile yeni yapılan idrar kanalı (üretra) içinde bir stent (bir çeşit tüp) tutulur.
Bizi endişelendiren en önemli faktör bu erkek bebeğin ilerideki çocuk sahibi olabilme potansiyelinin etkilenme (infertilite) riskidir.
Ayrıca testis kanseri riski bu bebeklerde normale göre daha yüksektir.
İnmemiş testislerin kendi etraflarında dönme ve boğulma (torsiyon) riski normale göre artmıştır.
Testisi inmeyen bebeklerde beraberinde kasık kanalı açık kalıp fıtık gelişebilme riski vardır.
Ayrıca kasık kanalında kalan testisler travmaya (darbelere) daha açıktır.
Son olarak testisin skrotumda olmamasının yani boş skrotumun ileride o çocuk için yaratacağı olumsuz psikolojik etkiler de göz ardı edilmemelidir.
Veziko-üreteral reflü, idrarın mesaneden böbreklere geri kaçması demektir. Normalde idrar tek yönlü olarak böbreklerden üreterler yolu ile mesaneye gelir ve kesinlikle mesaneden böbreklere geri kaçmaz. Reflü böbrek enfeksiyonlarına (pyelonefrit) ve sonra böbrek hasarına (renal skar) neden olabilir.