Çankaya Caddesi Vidinli Apt. 17/3 ANKARA


  Randevu : 0312 448 0 222

Hipospadias Ameliyatlarındaki Tedavi Yaklaşımları

Daha önce başarısız olmuş hipospadias ameliyatlarındaki tedavi yaklaşımları konusunda tecrübelerimizi paylaştığımız yazımız

Hipospadias Cerrahisi
Komplikasyonları ve Reoperasyonlar

[pdf olarak indir]

ÖZET Gelişmeye devam eden tekniklere rağmen hipospadias onarımı çocuk ürolojisi ve rekonstrüktif cerrahideki en zorlu alanlardan biri olmaya devam etmektedir. Hipospadias onarımının komplikasyonları kanama, mea darlığı, üretrokutanöz fistül, üretral striktür, üretral divertikül, yara yeri enfeksiyonu, kötü iyileşme ve primer onarımda başarısız sonuçlar olarak sayılabilir. Ciddi komplikasyonlar sadece proksimal değil, aynı zamanda distal hipospadias onarımlarından sonra da gelişebilir. Hipospadiasın primer ve reoperasyonlarında tek ve evrensel teknik henüz tanımlanmamıştır. Her olgu hipospadias derecesine ve postoperatif komplikasyonlara göre bireyselleştirilmelidir. Skarlı doku ve penil kurvatur dikkate alınmalı; detaylı değerlendirme yapılmalıdır; yeni oluşturulan üretra mutlaka ikinci tabaka doku ile desteklenmelidir. Hipospadias hastalarının erişkin yaşama kadar takibi ve yeterli danışmanlık sağlanması önemlidir. Re-operatif üretroplastiler sırasında daha yüksek komplikasyon riski de, ilk onarımın doğru yapılmasına duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.

Hipospadias, erkeklerde en sık görülen konjenital anomalilerden biridir. Bu durum tipik olarak üretral açıklığın, penil kurvatürün ve ventral derinin yetersizliği ile karakterize edilir. Olguların yaklaşık % 70’inde, üretral meatus distalde penil şaft üzerinde bulunur; Bu, diğer ürogenital deformiteler ile ilişkili olmayan hafif bir form olarak kabul edilir. Kalan %30 olguda mea proksimalde lokalizedir ve genellikle daha karmaşıktır. Bu durumlarda, özellikle eşlik eden tek veya çift taraflı inmemiş testis durumunda, endokrin değerlendirme ve cinsel farklılaşma bozukluklarını dışlamak önerilmektedir. Hipospadiasın etiyolojisi büyük ölçüde bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve hormonal etkiler hakkında birçok hipotez mevcuttur. Tedavi cerrahidir ve genellikle erken çocukluk döneminde yapılır. Cerrahide temel amaç; çocuğun ayakta idrarın yapılabildiği yeni fonksiyonel üretra oluşturmak, penil kordinin düzeltmesi, ve normal cinsel işlev için fonksiyonel ve tatmin edici kozmetik görünümlü penis oluşturmaktır.

ABD’de yapılan son çalışmalarda hipospadiasın tahmini doğum prevalansının yıllar içinde 1000 doğumda 6.1’den 6.8’e yükseldiği gösterilmiştir. Küçük gebelik yaşı, çoğul gebelik ve prematüre doğum bilinen bazı risk faktörleridir. Hipospadias ile doğan erkek bebeklerin yaklaşık % 20’sinde bu risk faktörlerinden biri bulunmuştur. Bilinen risk faktörleri olmayan erkeklerde de hipospadiasın prevalansında artış olduğu gösterilmiştir.1

Distal hipospadias için yapılan düzeltici cerrahilerin sonuçları olumlu olsa da, yakın zamanda yapılan çalışmalar komplikasyon oranlarının proksimal hipospadias için beklenenden daha yüksek olduğunu göstermiştir.2 Hipospadias onarımını takiben en sık görülen komplikasyonlar: üreterokutanöz fistül, meatal stenoz, üretral striktür, üretral divertikül, glans açılması, ve reoperasyon gerektiren istenmeyen kozmetik sonuçlardır. Komplikasyonlar, hipospadiasın derecesine, takip süresine ve kullanılan cerrahi tekniklere bağlı olarak %6-%68 arasında değişmektedir.3-5

Komplikasyon oranları değişik faktörlere bağlı olarak, literatürde farklı oranlarda karşımıza çıkmaktadır. Kuzey Amerika’da yapılan bir araştırmada, uygulama ortamından, uygulama hacminden veya uygulama süresinden bağımsız olarak, literatürde bildirilen komplikasyon oranları ile katılımcıların cerrahi sonuçları arasında bir uyumsuzluk olduğu gösterilmiştir.6 Çalışmaların çoğunda takip sürelerinin kısa olması, sonuç ve komplikasyonlara ilişkin doğru ve yeterli veriye ulaşma konusunda eksiklikler olabileceği konusunu gündeme getirmektedir.

RESİM 1: Hipospadias onarımı sonrası oluşan üreterokutanöz

Ameliyat sonrası komplikasyonlar genellikle cerrahiden sonraki ilk birkaç ayda ortaya çıkar. Ancak, geç dönemde de üretral fistül veya puberteyi takiben penisin devam eden eğriliği başta olmak üzere farklı komplikasyonlar olabileceği bildirilmiştir. Hipospadias onarımından sonra görülen yaygın komplikasyonlar şunlardır:
-Üreterokutanöz fistül (Resim 1)
-Meatal stenoz
-Üretral striktür
-Glans açılması
-Enfeksiyon ve idrar sonunda damlama (post-void dribbling) yol açabilen üretral divertikül veya üretrosel
-Kozmetik sorunlar: fazla cilt, inklüzyon kistleri, deri köprüler, sütür hatları
-Kıllı üretra (Resim 2)
-Tekrarlayan veya persistan penil kurvatur (Resim 3)
-Püskürtme şeklinde veya yanlış yönlenen idrar akımı ve / veya tahriş edici semptomlar
-Erektil disfonksiyon

RESİM 2: Daha önceki hipospadias onarımı sonrası oluşan kıllı üretra.

Hipospadias komplikasyonlarının tedavisi, aciliyet gerektiren ciddi üretral veya meatal stenoz hariç olmak üzere, genelde 4-6 ay süren iyileşme periyodundan sonra gerçekleştirilir.

Üretrokütanöz fistül, hipospadiyas onarımının en sık rapor edilen komplikasyonudur. Hipospadias derecesi ne kadar ciddiyse fistül olasılığı da o kadar artacaktır. Fistül gelişimi bir çok faktöre bağlı olmaktadır. Postoperatif dönemde enfeksiyon, ödeme bağlı azalmış vaskülarizasyon, hematom gibi faktörler yeni üretranın iyileşmesini bozabilir. Meatal stenoz, distal üretral obstrüksiyona bu da işeme sırasında yüksek üretral basınçlara neden olmaktadır. Bunun önlenmesi özellikle geç dönemde oluşan pek çok fistülün engellenemesine yardımcı olacaktır. Penis deglove edilirken ister istemez zedelenen frenulum çoğu hastada meatal stenoz ile sonuçlanabilir ya da proksimalden başlayan üretral tübülarizasyonlarda bazen mea dar bırakılabilir.

RESİM 3 – Hipospadias onarımı sonrası mea darlığı ve rezidüel kordi

Koronal veya daha distal fistüllerde re-do onarım ve yeniden glansplastisi gerekli olabilir. Keza, glans açılması durumunda da reoperatif glansplastisi uygulanabilir.

Yeni üretrada yetersiz kalibrasyonda bir kanal oluşturulması, sütür hattındaki gerginlik ve anastomoz hattının kötü spatulasyonu fistül için önemli etkenlerdir. Doku iskemisi, travma ya da enfeksiyon inflamasyona ve lümende konsantrik skar oluşumuna neden olabilmektedir. Tübülerize pedikül fleplerinde yeni üretranın proksimal anastomoz bölgesinde kink yapmasına bağlı fonksiyonel bir darlık oluşabilir. Stenoz veya striktrük geliştiğinden; idrar akımında azalma, idrar retansiyonu ve / veya idrar yolu enfeksiyonu semptomlarına dayanılarak şüphelenilmektedir. Darlık en iyi genel anestezi altında 0 derece optik ile yapılan üretroskopik inceleme ile ortaya konur. Semptomatik meatal stenoz durumunda başlangıç yaklaşımı konservatif dilatasyon ya da endoskopik tedaviden ibarettir. Husmann ve Rathbun tarafından yapılan çalışmada hipospadiyas cerrahisi sonrası gelişen darlık için internal üretrotominin başarı oranını temiz aralıklı kateterizasyon yapılsın ya da yapılmasın %22-24 oranında olduğu belirtilmişlerdir.8 Aynı araştırmacılar tarafından onlay üretroplasti ve TIP (Tubularized Incised Plate) üretroplasti sonrası gelişen darlıklarda tedavi başarısı oranları sırasıyla %72 ve %63 gibi daha yüksek olarak belirtilmiştir. Bu bulgular bu onarım tiplerinin üretrotomiden diğer tübülerize greft ya da flep yöntemlerine göre daha fazla fayda görebileceğini göstermektedir. Başlangıçta dilatasyona yanıt vermeyen ve başlangıç değerlendirmesinde belirgin olan darlıklar genellikle revizyon üretroplasti gerektirmektedir. Bu olgularda tekrarlayan dilatasyon ya da üretrotomi genellikle başarılı olmamaktadır ve mevcut fibroziste artışa neden olabileceği için kaçınılmalıdır.9 TIP prosedürü, skar olmayan üretral taban varlığında veya primer glans açılımında bir seçenektir.10 Dorsal preputial dokunun yokluğunda, uzun segment skar varlığında ve proksimal onarımlar için tek aşamalı bukkal mukoza veya post-aurikular doku kullanılarak, dorsal inlay greft veya 2 aşamalı üretroplasti uygulanarak re-do üretroplastiler yapılabilir.

GEÇ DÖNEM KOMPLİKASYONLAR

Hipospadias cerrahisinin güncel literatür sonuçları kısa dönem veya prepubertal sonuçlara odaklanmıştır. Fakat puberte öncesi hipospadias onarımın değerlendirilmesi yetişkin yaştaki sonuçlarla farklılık gösterebilmektedir. Pubertal büyüme onarılmış penisin nihai kozmetik görünümünü ve işlevini değiştirebilir. Rekonstrükte olan üretranın yetersiz büyümesi ile ilişkili komplikasyonlar da geç dönemde karşımıza çıkabilmektedir. Penis boyutu, hormonların etkisi ile ergenlikte hızla artar. Üretral rekonstrüksiyonun büyüme ile bozulabileceğine dair uzun süreli takip ihtiyacını vurgulayan çalışmalar vardır. Aulagne ve ark. erişkin dönemde izlenen 48 proksimal hipospadiaslık seride, erken dönemde %40 olan komplikasyon oranını geç dönemde %59 olarak bildirilmiştir (fistül:% 33 ve stenoz:% 26).11 Spinoit ve ark. median takip süresi 35 ay olan çalışmada, hastaların %76’sında uzun süre takiplerde komplikasyon olmaksızın iyi sonuç bildirilmektedir. Bununla birlikte 1 yıllık takiplerde %10 olan komplikasyon oranının uzun süreli takipte % 25’e kadar yükselebildiğini göstermişlerdir.12 Hoag ve ark. 28 hastanın 14 yıllık takibinde, % 10 olguda üretral darlık, % 11 olguda üretrokutanöz fistül, ve %29 olguda da devam eden kordinin olduğunu bildirmiştir.13 Benzer şekilde, Nelson ve ark. proksimal hipospadias onarımı için ağız mukozası grefti kullanılan 43 hastada, ameliyattan ortalama 6.9 yıl sonra, %12 oranında meatal stenoz, %14 oranında üretral darlık ve %12 oranında üretrokutanöz fistül geliştiğini bildirmişleridr.14 Bu veriler uzun süreli takip ihtiyacını ortaya koymaktadır.

İŞEME DİSFONKSİYONU

İşeme disfonksiyonunun da postoperatif olarak incelendiği çalışmalarda hastaların %18-80 oranında işeme ile şikayetleri olduğu gösterilmiş. Aho ve ark. 18-31 yıl önce hipospadias cerrahisi geçirmiş hastaların % 80.4’de işeme sorunları olduğunu belirtmişlerdir.15 Rynja ve ark. yaptığı meta-analizde 1.069 hasta ile yapılan 20 çalışmanın sonuçları değerlendirilmiş ve genel sonuçlar, işeme durumu (idrar akım testis), kozmetik görünüm ve cinsel fonksiyonlar gözden geçirmiştir. Ortalama takip yaşı 27 olan (1434 yaş) hastalar ortalama 2,7 operasyon geçirmiştir.Hipospadiaslı hastalarının alt üriner sistem semptomları kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. İdrar akım testi ile saptanan maksimum akım hızları, (5-39 mL /sn’e karşı 11,9-64,6 mL / s) düşük görülmüş, ancak ortalama akım hızlarında anlamlı bir fark izlenmemiştir.16
Braga, penoskrotal hipospadias olguların TIP ve onlay onarımlarından sonra idrar akım hızı ölçümü ile karşılaştırılmalı olarak değerlendirmiş ve onlay grubunda hastaların % 33,3, TIP grubunda ise % 66,7 oranında obstrüktif üriner akıma sahip olduğunu bildirmişlerdir.17 Andersson ve ark. idrar akımı ve uzun dönem TIP onarımı sonrası izlem ile ilgili yayınladıkları serilerinde ise, ameliyattan sonra erken dönemde, hastaların yarısında anlamlı düşük akım hızı varken, 7 yıl sonra bu oran sadece % 32 olarak raporlanmıştır. Bu nedenle, ameliyat sonrası obstrüktif akım hızı saptanan olgularda zaman ile düzelme oranının yüksek olabileceği sonucuna varılmıştır. Proksimal hipospadias olguları daha sıklıkla obstrüktif bir akım şekli ile ilişkili bulunmuş ve bu nedenle bu çalışmalarda, proksimal hipospadias için TIP onarımının kullanımının sınırlı olması gerektiği sonucuna varılmıştır.18

EREKTİL DİSFONKSİYON

Chertin ve ark., 1978-1993 yılları arasında çocukluk çağında hipospadias onarımı yapılan 119 erişkin hastanın cinsel fonksiyonlarına ait (18 yaşından büyük) bazı objektif ve sübjektif sonuçları bildirmişlerdir. Erektil Fonksiyon İndeksine (IIEF) ek olarak, psikolojik sağlık ve penis görünümüne yönelik hasta algılamasını değerlendiren bir anket kullanmışlardır. Hastalar meanın yerleşimine göre üç gruba ayırmıştır:
Glandüler hipospadiaslı 45 hasta; distal hipospadiaslı 56 hasta ve proksimal hipospadiaslı 18 hasta incelenmiştir.

Glandüler ve distal hipospadiaslı hastaların neredeyse tamamı penis görünümünden memnun kalırken, proksimal grubun sadece % 11 ’i memnun bulunmuştur. Distal ve proksimal hipospadiaslılarda hafif erektil disfonksiyon sırasıyla %50 ve %72,2 olarak saptanmıştır. Bununla birlikte, proksimal hipospadias grubunun %16,7’sinde orta düzeyde erektil disfonksiyon bildirilmiştir. Erken boşalma bu hastalarda oldukça yaygın bulunmuştur ve %88’e ulaştığı bildirilmiştir. Buna ek olarak, cinsel yaşam kalitesinde düşüş, proksimal hipospadiaslılarda, distal ve glandüler hipospadias gruplarına kıyasla daha fazla olarak bildirilmiştir.19 Mondaini ve ark., hipospadiaslı erkekleri 500 kişilik kontrol grubu ile karşılaştırmış ve hipospadiası olan erkeklerde ve özellikle daha fazla ameliyat geçirmiş olanlarda, cinsel ilişki başlatma olasılığının daha düşük olduğu bulunmuştur. Kontrollerin % 42’sine kıyasla hasta grubunun sadece % 16,6’sında cinsel ilişki olmuş ve bununla birlikte, tümü bu tecrübelerine ait memnuniyet bildirmiştir. Genital görünümden memnuniyet de kontrol grubuna kıyasla daha az olarak bulunmuştur (% 26,1’e karşı % 2).20

KOZMETİK DEĞERLENDİRME

Kozmetik görünüm genellikle cerrah tarafından değerlendirilir. Hadidi bu konuda kozmetik ve fonksiyonel sonuç ve komplikasyonları içeren bir değerlendirme/skor formu geliştirmiştir. Bu değerlendirme formu; glans boyutu, meanın çapı/ görünümü/yeri, penis eğriliği, komplikasyonlar (fistül, divertikül, darlık), sünnet derisinin görünümü ve fonksiyonel sonuçları (işeme, ereksiyon) içerir.21

Mureau ve ark. kozmetik cerrahi sonuçla hasta ve cerrah memnuniyetini değerlendirmek için bir yaklaşım tanımlamış ve hastalarda genital algıyı değerlendiren bir anket kullanılarak penis uzunluğu, meatus pozisyonu ve hasta memnuniyeti arasındaki ilişkiyi ortaya koyan sorgulama formunu geliştirmiştir. Beklendiği gibi, penil görünüm açısından hasta ile cerrah memnuniyeti arasında sonuçlar paralellik göstermemiş ve hastaların yaklaşık olarak dörtte birinin penis görünümünden tatmin olmadığı ve kozmetik bir iyileştirme istedikleri bildirmiştir. Hipospadiasın şiddeti veya cerrahi prosedürlerin sayısı gruplar arasında farklılık göstermemekle birlikte, 6 yaşından sonra ameliyat edilen hastaların ancak % 19’unun cerrahi sonuçtan memnun kaldığını ve genital görünümlerini daha genç yaştaki çocuklardan daha kötü bulduklarını söylemişlerdir. Genel olarak, hastaların% 39’u görünümde daha fazla düzeltme arzuladıklarını ifade etmiştir.22

Holland ve ark. hipospadias onarımı sonrası hemşire, çocuğun ebeveynlerden biri ve cerrah tarafından bağımsız olarak hastayı değerlendirilen objektif puanlama değerlendirme Hypospadias Objective Scoring Evaluation(HOSE) sistemini tanımlamıştır.23 Jones ve ark., erken yaşta yapılan hipospadias ameliyatının önemini, HOSE valide edilmiş anketini kullanarak ortaya koymuş ve hastaların % 80’inin mükemmel cerrahi sonuca sahip olduğunu bildirmiştir. Ameliyat 5 yaşından önce tamamlandığında, çocukların ameliyat öncesi dönemi hatırlamadıkları gösterilmiştir. HOSE değerlendirmesi, meatal konum, meatal şekil, üriner akım, ereksiyonda eğrilik ve fistül olmak üzere beş alan içermektedir.24

REOPERASYONLAR

Daha önce başarısız ameliyatlar geçirmiş hastalar, genellikle yaşamları boyunca çoklu revizyon ameliyatları gerektirmektedir. Üreteroplasti komplikasyonlarının, primer onarım yapılanlara kıyasla ikinci bir hipospadias üretro plastisi geçiren hastalarda ikiye katlandığı gösterilmiştir. Bu riskin, üç veya daha fazla reoperasyon geçirenlerde % 40’a yükseldiği ortaya konulmuştur.25 Eliçevik M ve ark., 100 başarısız hipospadias cerrahisi geçiren hastada TİP onarımı gerçekleştirmiş ve % 26 komplikasyon oranı bildirmiştir.26 Bu gözlemler, daha önce ameliyat edilen dokuların, el değmemiş dokulardan daha az vasküleriteye sahip olduklarını ve tekrarlayan operasyonlarda yara iyileşmesini artırmak için ek yardımcı prosedürlere ihtiyaç duyulduğunu desteklemektedir (Resim 4).

RESİM 4: Hipospadias cerrahisi sonrası gelişen üretral strüktür, fisül ve glans açılmasında dudak mukozal greft ile üretroplasti

Lokal prepüsyal cilt yoksa, bukkal mukoza tercih edilen doku olarak ortaya çıkmıştır. Bukkal mukoza, benzersiz histolojik özellikleri, yüksek derecede vaskülarize lamina propriasının olması ve anjiyogenezini kolaylaştıran kalın keratinize olmayan epitel tabakasından dolayı çok kabul görmüştür. Gill, çoklu başarısız hipospadias cerrahisi gerçiren 100 hastada iki aşamalı Bracka tekniği (üretral plak rekonstrüksiyonu için kullanılan tam kalınlıkta bir deri grefti veya bukkal mukoza) uygulamış ve % 91 oranında başarılı sonuç elde etmiştir.27

Aşamalı üretroplastide başka bir tartışma skarlı üretral plağın kullanılmasıdır. Bazı yazarlar üretral plağın tamamen çıkarılması gerektiğini belirtmektedri. Bu skarlı dokunun histolojik olarak sıklıkla liken sklerozu veya balanitis xerotica obliterans olmaya eğilimli olduğunu iddia etmişlerdir. Üretral plağı koruyanlar ise, çoğu durumda üretral plağın tübülerizasyon için yeterli genişliğe sahip olduğunu ve eğer yetmiyorsa da, en azından inlay greftleme için gerekli olan bukkal mukozanın miktarını en aza indirebileceğini belirtmişlerdir.28 Tek aşamalı bukkal greft üretroplasti tekniğinin mümkünse kullanılması ve eğer kullanılacak ise de 3cm’den kısa defektlerle sınırlı kalması gerektiği belirtilmiştir. Bukkal greftin tek aşamalı tübülerizasyonun, yüksek stenoz ve komplikasyon oranlarına sebep olduğu gösterilmiştir.29

Başarısız olan hipospadias onarımları, genellikle, önceki ameliyatta var olan penil anomalinin yeterli değerlendirilmemesinden ve eksik tedavi edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bukkal mukoza kullanılarak yapılan aşamalı grefti ve dorsal üretral kısmını ek bukkal mukoza greft büyütmesi ile iki aşamalı üretroplasti cerrahisi, kompleks hipospadias vakalarında güvenilir yaklaşımlar olarak görülmektedir ve genel başarı oranını artırabilmektedir.

SONUÇ

Hipospadias cerrahisinde temel hedef, ilk ameliyatta başarılı olmaktır. Bu da en başta çok doğru bir değerlendirmenin yapılması, olgu özellinde, en uygun cerrahi tekniğin seçilmesi, onarımın mutlaka tecrübeli cerrahlar tarafından, uygun cerrahi ekipmanlar kullanılarak yapılması ve uygun postoperatif bakım ve takibin yapılması ile mümkün olabilir.
Başarısız hipospadias reoperasyonları, tecrübeli cerrahlar için dahi, hala zorlayıcı ameliyatlardır.
Gümümüzde, üretral plağın skarlı ve yetersiz olduğu durumlarda, iki aşamalı üretroplasti sıklıkla tercih edilen yöntemdir. Yeterli prepisyal doku yokluğunda, ilk tercih edilmesi gereken doku ağız içi mukozasıdır.

 

KAYNAKLAR

1. Chen MJ, Karaviti LP, Roth DR, Schlomer BJ. Birth prevalence of hypospadias and hypospadias risk factors in newborn males in the United States from 1997 to 2012. Journal of pediatric urology. 2018.
2. Long CJ, Chu DI, Tenney RW, Morris AR, Weiss DA, Shukla AR, et al. IntermediateTerm Followup of Proximal Hypospadias Repair Reveals High Complication Rate. The Journal of urology. 2017;197(3 Pt 2):852-8.
3. Nuininga JE, RP DEG, Verschuren R, Feitz WF. Long-term outcome of different types of 1-stage hypospadias repair. The Journal of urology. 2005;174(4 Pt 2):1544-8; discussion 8.
4. Snodgrass W, Bush N. Tubularized incised plate proximal hypospadias repair: Continued evolution and extended applications. Journal of pediatric urology. 2011;7(1):2-9.
5. Stanasel I, Le HK, Bilgutay A, Roth DR, Gonzales ET, Jr., Janzen N, et al. Complications following Staged Hypospadias Repair Using Transposed Preputial Skin Flaps. The Journal of urology. 2015;194(2):512-6.
6. Prasad MM, Marks A, Vasquez E, Yerkes EB, Cheng EY. Published surgical success rates in pediatric urology–fact or fiction? The Journal of urology. 2012;188(4 Suppl):1643-7.
7. Snodgrass W, Macedo A, Hoebeke P, Mouri- quand PD. Hypospadias dilemmas: a round table. Journal of pediatric urology. 2011;7(2):145-57.
8. Husmann DA, Rathbun SR. Long-term followup of visual internal urethrotomy for management of short (less than 1 cm) penile urethral strictures following hypospadias repair. The Journal of urology. 2006;176(4 Pt 2):1738-41.
9. Gargollo PC, Cai AW, Borer JG, Retik AB. Management of recurrent urethral strictures after hypospadias repair: is there a role for repeat dilation or endoscopic incision? Journal of pediatric urology. 2011;7(1):34-8.
10. Mousavi SA, Aarabi M. Tubularized incised plate urethroplasty for hypospadias reoperation: a review and meta-analysis. International braz j urol : official journal of the Brazilian Society of Urology. 2014;40(5):588-95.
11. Aulagne MB, Harper L, de Napoli-Cocci S, Bondonny JM, Dobremez E. Long-term outcome of severe hypospadias. Journal of pediatric urology. 2010;6(5):469-72.
12. Spinoit AF, Poelaert F, Groen LA, Van Laecke E, Hoebeke P. Hypospadias repair at a tertiary care center: long-term followup is mandatory to determine the real complication rate. The Journal of urology. 2013;189(6):2276-81.
13. Hoag CC, Gotto GT, Morrison KB, Coleman GU, Macneily AE. Long-term functional outcome and satisfaction of patients with hypospadias repaired in childhood. Canadian Urological Association journal = Journal de l’Association des urologues du Canada. 2008;2(1):23-31.
14. Nelson CP, Bloom DA, Kinast R, Wei JT, Park JM. Long-term patient reported outcome and satisfaction after oral mucosa graft urethroplasty for hypospadias. The Journal of urology. 2005;174(3):1075-8.
15. Aho MO, Tammela OK, Somppi EM, Tammela TL. Sexual and social life of men operated in childhood for hypospadias and phimosis. A comparative study. European urology. 2000;37(1):95-100; discussion 1.
16. Rynja SP, de Jong TP, Bosch JL, de Kort LM. Functional, cosmetic and psychosexual results in adult men who underwent hypospadias correction in childhood. Journal of pediatric urology. 2011;7(5):504-15.
17. Braga LH, Pippi Salle JL, Lorenzo AJ, Skel- don S, Dave S, Farhat WA, et al. Comparative analysis of tubularized incised plate versus onlay island flap urethroplasty for penoscrotal hypospadias. The Journal of urology. 2007;178(4 Pt 1):1451-6; discussion 6-7.
18. Andersson M, Doroszkiewicz M, Arfwidsson C, Abrahamsson K, Holmdahl G. Hypospadias repair with tubularized incised plate: Does the obstructive flow pattern resolve spontaneously? Journal of pediatric urology. 2011;7(4):441-5.
19. Chertin B, Natsheh A, Ben-Zion I, Prat D, Kocherov S, Farkas A, et al. Objective and subjective sexual outcomes in adult patients after hypospadias repair performed in childhood. The Journal of urology. 2013;190(4 Suppl):1556-60.
20. Mondaini N, Ponchietti R, Bonafe M, Biscioni S, Di Loro F, Agostini P, et al. Hypospadias: incidence and effects on psychosexual development as evaluated with the Minnesota Multiphasic Personality Inventory test in a sample of 11,649 young Italian men. Urologia international. 2002;68(2):81-5.
21. Hadidi AT, Azmy AF. Hypospadias surgery : an illustrated guide. Heidelberg: Springer; 2004.
22. Mureau MA, Slijper FM, Slob AK, Verhulst FC, Nijman RJ. Satisfaction with penile appearance after hypospadias surgery: the patient and surgeon view. The Journal of urology. 1996;155(2):703-6.
23. Holland AJ, Smith GH, Ross FI, Cass DT. HOSE: an objective scoring system for evaluating the results of hypospadias surgery. BJU international. 2001;88(3):255-8.
24. Jones BC, O’Brien M, Chase J, Southwell BR, Hutson JM. Early hypospadias surgery may lead to a better long-term psychosexual outcome. The Journal of urology. 2009;182(4 Suppl):1744-9.
25. Snodgrass W, Bush NC. Re-operative urethroplasty after failed hypospadias repair: how prior surgery impacts risk for additional complications. Journal of pediatric urology. 2017;13(3):289.e1-.e6.
26. Elicevik M, Tireli G, Demirali O, Unal M, Sander S. Tubularized incised plate urethroplasty for hypospadias reoperations in 100 patients. International urology and nephrology. 2007;39(3):823-7.
27. Gill NA, Hameed A. Management of hypospadias cripples with two-staged Bracka’s technique. Journal of plastic, reconstructive & aesthetic surgery : JPRAS. 2011;64(1):91- 6.
28. Nozohoor Ekmark A, Svensson H, Arn- bjornsson E, Hansson E. Failed hypospadias repair: An algorithm for secondary reconstruction using remaining local tissue. Journal of plastic, reconstructive & aesthetic surgery : JPRAS. 2015;68(11):1600-9.
29. Craig JR, Wallis C, Brant WO, Hotaling JM, Myers JB. Management of adults with prior failed hypospadias surgery. Translational an- drology and urology. 2014;3(2):196-204.

KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Hajiyev P, Soygür T. Hipospadias cerrahisi komplikasyonları ve reoperasyonlar. Germiyanoğlu RC, editör. Hipospadias. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2020. p.43-9.

Paylaş :